Karşılaştırmalı edebiyat bilimi

Ön Kapak
gündogan yayınları, 1 Mar 1997 - 174 sayfa

Edebiyat denen ve malzemesi dil olan sanat dalı, öncelikle Anadil ve ulusal kültür kökenlidir. Ama yazarların, şairlerin yetişme süreçlerinde ve olgunluk dönemlerinde orijinallerinden ya da çevirilerinden okuyup etkilendikleri veya en azından esinlendikleri yabancı yazarlar, şairler vardır. Bu etkilenme veya esinlenme, yabancı yazarlardan daha çok, kendi dilinin başka yazarlarından da olur. Sözün kısası, sanatta etkileşim denen olgu vardır ve yazar için, sanatı için bir artı puandır: Şu şartla ki, etkilendiği, esinlendiği örneğin kopyasını değil, özgün yanı ağır basan bir başkasını üretmiş olsun.


Edebiyat eserlerini inceleyen, araştıran edebiyat biliminin bir dalı, "Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi'dir. Görevi, işlevi, farklı dillerde yazılmış iki eseri konu, düşünce ya da biçim bakımından incelemek, ortak, benzer ve farklı yanlarını tespit etmek, nedenleri üzerine yorumlar getirmektir. 


Aynı dilde, aynı konuyu işleyen iki eser, ister çağdaş ister farklı dönemlerden olsun, mutlaka farklılıklar arz etmek durumundadır. Aksi halde ikincisi ya kopya, ya ardıldır, yani eser olma katına yükselmemiştir. Ortak konuyu ele aldığı halde özgün eser verebilmek ise ancak o konuyu başka türlü işlemeyle sağlanıyor. "Başka türlü" derken, bakış açısını, anlatım tutumunu, düşünce donanımını kastediyorum. Çağdaş Türk Edebiyatı'nda, meselâ Osmanlı Devleti'nin kuruluş konusunu işleyen iki roman var: Kemal Tahir’in 'Devlet Ana'sı ile Tarık Buğra'nın 'Osmancık'ı. Bu iki romandan, bilindiği gibi, eskisi 'Devlet Ana'dır, 1968'de yazılmıştır. Tarık Buğra, on beş yıl sonra 1983 yılında aynı konuyu ele aldığında ona kendi dünya görüşünün ve sanat anlayışının damgasını basabilmiştir. Batı edebiyatlarında konu ve motifler bakımından aynı dilde ve farklı dillerde o kadar çok sayıda benzer eser vardır ki, Elisabeth Frenzei bu ortak konuları tesbit eden kalın kitap hacminde bir araştırma yayınlayabilmiştir. "Stoffe der Weltliteratur" başlıklı bu eser karşılaştırmalı edebiyat bilimcilerinin başvuru kitabı durumundadır.


Efsaneler, mitolojiler, tarihî olaylar edebiyat eserlerine yüzyıllar boyunca konular sunan ortak kültür hazineleri niteliğindedir. Meselâ ruhunu şeytana satan araştırıcı Dr. Faust efsanesi, Ortaçağ'ın halk kitaplarından sonra 16. yüzyılda İngiliz şair Marlow tarafından ele alınmış, Alman edebiyatında ise 18. Yüzyılda Lessing, 19. yüzyılda Goethe, 20. yüzyılda da Thomas Mann’a konu olmuştur. Efsane aynı, ama işleniş her yüzyılda farklı farklıdır ve bütün bu eserlerin ortak ve farklı yanları karşılaştırmalı edebiyat araştırmacılarının birçoğunu çekmiş, onlara malzeme sunmuştur.


Karşılaştırmalı edebiyat biliminin temelinde Goethe'nin "Weltliteratur" dediği dünya edebiyatı düşüncesi yatar ki, bu da her şeyden önce farklı milletlerin birinci kalite, yani klasik eserlerinin, insanlığın ortak edebiyat hazinesini yaratmasıdır. Goethe'nin dünya edebiyatında kaliteyi esas alışı önemlidir. Dünyaca ünlü oluş (Weltlaufigkeit) değildir onun için ölçü, "Welthaltigkeit" dediği dünya çapında oluştur. Ahlâksal-estetik uyum ('sittlich-âsthetische Übereinstimmung'), Goethe'nin beklentisidir. Onun hocası, Alman edebiyat tarihinin önemli yazarlarından bir başkası, Herder, edebiyatın bu anlamda uluslar arası bir eğitim zinciri oluşturduğundan söz eder.


Önce bu alana verilen çeşitli isimlerden, Fr. "Litterature Comparâe", İng."Comparative Literature", Alm. "Vergleichende Literatür" ve" Vergleichende Literaturwissenschaft' arasında, 'karşılaştırmalı edebiyat' anlamına geleni değil 'karşılaştırmalı edebiyat bilimi'nin Türkiye'de geçerli olmasına çalışıyorum. Çünkü edebiyatı ve edebiyatları karşılaştırmalı olarak ele alan, araştıran bir bilim bu. 

Prof. Dr. Gürsel Aytaç

Kitabın içinden

İçindekiler

Bölüm 6
102
Bölüm 7
108
Bölüm 8
122
Telif Hakkı

Sık kullanılan terimler ve kelime öbekleri

Kaynakça bilgileri